Kharamanmaraş’ta “şehrin yarısı toz oldu”


Türkiye’nin güneyindeki Kharamanmaraş’ta, enkaz altında olası kurtulanları bulmak için zamana karşı yarış devam ediyor. Yıkılan şehirde, sakinler soğuğa rağmen umudunu kaybetmemeye çalışıyor. Türkiye özel muhabirimiz Assiya Hamza’nın haberi.

Oradalar, bir harabe tarlasının ortasındaki kanepelerde oturuyorlar. Soğuktan sersemlemiş kadınlar doğaçlama ateşin önünde ısınmaya çalışıyor. Bazıları battaniyeye sarılır. Onlar bekliyorlar. Bir çocuk, bir koca, bir kardeş, bir anne. Etraflarında bekolar, büyük bir sac levha ve çamur çarpmasıyla harekete geçiyor. Çünkü Türkiye’nin güneydoğusundaki Kharamanmaraş’ta olası hayatta kalanları bulmak için zamana karşı yarış başladı.

Türkiye’de Sağlık Bakanı’na göre son değerlendirmesi 7 Şubat Salı günü 5.430 ölü ve 32.000 yaralı olarak bildirilen depremin merkez üssü yakınlarında hiçbir şey kalmadı veya neredeyse hiçbir şey kalmadı. Binalar, bu depremin şiddetiyle kelimenin tam anlamıyla havaya uçmuş gibi görünüyor. Küçük kümelere dağılmış erkekler bazen bu beton ve hurda metal yığınlarında hayatta kalanları çıplak elleriyle bulmaya çalışıyor.

Bunu hayatımda hiç görmedim

“Enkazın altında bir kadın var. Kurtarma operasyonlarına katılmak için gelen Kharamanmaras’ta yaşayan Iraklı bir mülteci olan Orhan Kusun, çığlık attığını söylüyor. Enkaz altında çok sayıda çocuk ve aile var. büyük bir felakettir. Bunu hayatımda hiç görmedim” dedi.

Sıfırın çok altındaki sıcaklıklara rağmen sade siyah bir kapüşonlu giymiş olan Orhan Kusun, şevkle hareket ediyor. “Şehrin yarısı toza döndü. Çocukların binalardan düştüğünü ve yere düştüğünü gördüm. Korkunçtu, diye devam ediyor. Burada yaşıyorum. Binaların soldan sağa doğru hareket ettiğini gördüğümde sokaktaydım” dedi.

Kara sakallı kırklar tereddüt etmedi. “İnsanlara yardım etmeye başladım ve 15 kişiyi kurtardım. Geri kalanı için zor. İnsani yardıma ve bize yardım edecek gönüllü gruplarına ihtiyacımız var. Şehir çok büyük. Etkilenen birçok mahalle var” diye ısrar ediyor Irak’taki savaştan kaçan adam.

Aniden, çamurlu zeminin diğer tarafında harap olmuş bir binanın çatısında meşgul olan adamlar, oluklu kırmızı çarşaftan aşağı inerler. Her iki tarafta da ayakların kaçtığı bir battaniye tutuyorlar. Derme çatma sedye birkaç metre aşağıda yere konur ve üzeri beyaz bir örtü ile örtülür. Birkaç dakika sonra ona katılmak için bir saniye gelir. Amansız olmalarına rağmen, apartmanlarının enkazından aynı ailenin birkaç üyesinin cansız bedenlerini çıkardılar. Sonra boğuk bir ağlama. Kan donduran ağrı. Bir kadın az önce çamaşırları topladı. Kalıntıların önüne çömeldiğinde kendisininkini tanıdı. Burada bugün enkaz altında 18’den fazla kişi ölü bulundu.

Enkazdan teslim edildi

Ancak kurtarıcılar pes etmeyi reddetti. Giderek artan soğuğa rağmen, her binayı incelemeye devam ediyorlar. “Beni duyan var mı?” diye haykırıyor bir kurtarıcı, kafasına perçinlenmiş flüoresan bir kulaklık. Enkazın altında, çaresiz bir yankı arayışı içinde mikrofonunu santimetre santimetre hareket ettiren adam tarafından ince bir ses dizisi yakalanacak.

Kahramanmaraş’a gece hızla çökerken, kurtarıcılar heyecanlarını iki katına çıkarır. Korumaya ihtiyaçları var. Saatler süren zorlu ama titiz çalışmanın ardından, sonunda yalnızca sesini bildiklerini teslim etmeyi başardılar. Orhan Kusun’un yüzü gülüyor. Mucize gerçekleşti. Tozla kaplı, turuncu sedyede belirir. Ağlamalar ve gözyaşları… bu sefer sevinçten. İzleyen erkek kardeşi ve kocasının mideleri korku içinde. Ama aynı zamanda akıllı telefonlarıyla bu anı ölümsüzleştirmek için gelen tüm sakinlerin. Kurtarılan her bir kişi için bu, binlerce başka aile için kısacık da olsa yeniden alevlenen bir umuttur.

Ancak kavuşma için yine de beklemesi gerekecek. Ambulans, mucizevi olanı en yakın hastaneye doğru tahliye etmelidir. Siren, şehrin her yerinde yankılanan diğer acil durum araçlarının korna korosuna eklenecek.


Kaynak : https://www.easternherald.com/2023/02/08/in-kharamanmaras-half-the-city-is-reduced-to-dust/

Yorum yapın

SMM Panel PDF Kitap indir